- Parça Önerisi:
https://open.spotify.com/track/2fYOyayT80ysO3nxw9lKXn?si=PWlMk2rAQZSrBHTT1yN_-g
Arada kendine izin veriyor musun? Bir hayat rutinin, “yapman gerekenler”, koşturmacan, “sorumlulukların” var ya hani… Tüm bunların arasında kendine dair de “yapman gerekenler” listesini uyguluyor musun? Yoksa sana bir türlü sıra gelmiyor mu?
“Önce şunları halledeyim ki kafamdan çıksın” dediğin kaç iş ya da kendine iş edindiğin eylemler var hayatında?
Hiç deneyimledin mi durmayı?
Farkındalık, çok uzak bir kelimeyken tüm bu koşuşturmacan arasında, farkındalıkla bir kahve yudumladın mı hiç? Bir an! Sadece bir andan bahsediyorum.
Farkındalıkla kahve içmek; kahvenin tüm kokusunu içine çekmek, bütün hücrelerinde hissetmek, gözlerini kapatıp, o müthiş kokunun da farkına vararak bir yudum almak… Tadını daha önce hiç almadığın gibi keyiften de keyif alarak içmek. Daha önce hiç içmemişsin, bir görevi yerine getirmiyormuşsun gibi…
Denesene! Hatta dur, seni harika bir rehberle* tanıştırıyorum (henüz hiç tanışma fırsatın olmadıysa tabii):https://open.spotify.com/episode/5fh6pgP98dWYSHAvTvp5nF?si=AmzUAQT8Q9CpokHfQqOxhg
*Uzman Psikolog Özge Esra Kaboğlu
Kendin için en son ne zaman bir şey yapmadın?
Şu an “yazım hatası olmuş, ‘yaptın’ yazacağına ‘yapmadın’ yazmış” diye içinden geçiriyor olabilirsin. Belki de “yapmadın” yazdığını hiç fark etmeden otomatik pilotun sana bunu zaten “yaptın” olarak okuttu.
Canım okuyucu, “yapmadın” yazdım; bile isteye… Çünkü bazen durmak gerekir. Bazen sadece durmak yeterlidir.
“yaptın” okuduysan hata bulmaya odaklı, çok dikkatli ve tam bir görev insanı olma ihtimal dahilinde.
“yapmadın” diye okuduysan; ezbercisindir belki de, otomatik pilotu devrede, telaşlı ve zihnin de sürekli “eee sonra” ile yaşayan, anı kaçıransındır belki…
Hiçbiri olmayabilirsin, sen sadece kendini gözlemle. Yoksa gözlem yapacak vaktin yok ve bu yazıyı da bir görev bilinciyle mi okuyorsun? Hedefinin bitirmek olduğu ve “okudum” demeye odaklı bir görev bilinciyle.
“Yapmadın” dedim çünkü hiçbir şey yapmadan, sadece durarak da kendine iyiliklerin en kıymetlisini yapabilirsin. Durmak çok güzeldir bazen. Hiçbir şey yapmadan, sadece 10 dakika öylece durmak. Bir duvara bakmak, gözlerini kapatıp durmak, uzanmak, susmak, elinden şu telefonu bırakmak… Bunlardan birini yapabilme vaktini kendin için yarattıysan, öncelikle seni gönülden tebrik ederim. Sonra da rica ederim; zihnini de susturmayı dene lütfen. O hiç durmayan zihnini. “şu 10 dakika bitsin sonra …….. yapayım” gibi cümlelerin zihninde turlamadığı, kendine, sadece görev bilinciyle bu 10 dakikayı ayırmadığın, tertemiz, “görev”siz, düşüncesiz bir 10 dakika ile başlayalım… Hemen olmaz, endişe etme. Denemeler yapacağız ki öğreneceğiz, sen yeter ki pes etme. İlk düştüğünde denemekten vazgeçse bebek, yürümeyi nasıl öğrenir!
Gel önce, farkındalıkla bir kahve iç.
Yarın da kendine ilk 10 dakikanı ayır.
Pes etmeden, vazgeçmeden….
Kendini sev, buna değer bul yeter.
O işlerin, o görevlerin hiçbiri senden değerli değil…
Hande Kurt
ICF Sertifikalı Yaşam Koçu