Parça Önerisi:
https://open.spotify.com/track/0Oo7wOJA9xssGOaXbaiN7F?si=AcZumARYSxmRsDJ2IEA6ug
Bazıları rüzgâr gibi gelir
Sonra geçer.
Bazıları ışık hızında girer hayatına
Sonra çıkar.
Hiç geçmezmiş gibi düşündüğün zamanlar su gibi akar.
Donsun istediğin anlar “anı”ya evrilir.
Rüzgâr itince daha hızlı akar zaman,
Arkadan iter gibi, sürükler sanki
Sürüklenirsin…
Rüzgâra kapılırsın bazen
Kapılmaktır ya o sahi!
Uçağa binip gideceğin yere vardığında
“İnsanoğlu kuş misali” dersin
İnsanoğlu mu kuş misali yoksa uçak mı?
Ya da rüzgâr mıdır insanı, kuşu ya da uçağı sürükleyen?
Yumurta-tavuk hikayesi mi?
Aksine,
Yumurtanın mucizesi mi?
Sürüklenen misin,
Sürükleyen mi?
Attığın, hedefe ulaşmıyorsa
Rüzgâra mı kabahat bulursun,
Kendine mi?
Çuvaldız mı,
İğne mi?
Mutlak başarı mı,
Koşarken geçtiğin yol mu?
Yani illa hedefin kendisi mi,
Verdiğin mücadele mi?
Rüzgâr gibi geçenlerin gidişine değil
Onlarla geçirdiğin zamana,
Hayatına ışık hızıyla girenlerin çıkışına değil
Işığın hızına ayak uyduruşuna,
Donmayan anlara değil,
Anılara,
Uçağa, kuşa, ona, buna değil
Rüzgâra, akışa, yanına kar kalanlara…
Tadını çıkarttığın her ana…
“Ah” lara ya da “vah” lara değil
“İyi ki” lere, “oh” lara…
Sonlara değil
Yollara…
Hani;
Kuşu değil,
Uçuşu hatırla… *
Hande Kurt
ICF Sertifikalı Yaşam Koçu