Emi Varon Eskinazi’ye…
Hayatıma geldiğin güne bin şükür! Seni çok seviyorum…
Parça Önerisi:
https://open.spotify.com/track/57max5cCIabzkGHQgNuaKK?si=bTjuwMvyRkGrjPwn1DhruA
Ben çocukken, yabancı dil eğitim veren çoğu okulda“penfriend” diye bir uygulama vardı. Türkçe’ye “mektup arkadaşı” olarak çevriliyor. Yabancı dil öğrenen çocuklara, öğrendikleri yabancı dili geliştirebilmeleri için okulların yurt dışı bağlantıları sayesinde “penfriend”ler bulunur, öğrencilerin akranlarıyla temasa geçmesi, yazışması, böylelikle yabancı dillerini geliştirebilmeleri sağlanırdı.
Benim “penfriend”im olmamıştı hiç. Belki de ben hiç yazmamıştım bana bulunan kişiye, pek hatırlamıyorum doğrusu. Seneler sonra dijitalin hayatımıza girmesiyle bambaşka bir boyut kazanmıştı iletişim. Artık “e-pal”lar vardı hayatımızda. Türkçe karşılığı “internet arkadaşı” olan sanaldaki, yazışarak iletişim kurduğumuz dostluklarımız.
Böyle söyleyince ne soğuk, ne itici geliyor değil mi?! Gel, sanasıcacık bir “e-pal” hikayesi anlatayım:
Herkesin “penfriend” leriyle mektuplaştığı yıllarda, aynı sırayı çok kereler paylaştığım canım arkadaşım, biz birer yetişkin olup farklı hayatlar, hatta ülkelerde yaşarken ulaşmıştı bana. Hiç tanışmadığım eşiyle ilgili bir ricada bulunmuştu. Yurt dışında yaşadıkları için fiziken tanışma şansımız da kısa vadede pek mümkün gözükmüyordu. Konuşmanın sonunda çok sevgili eşinin e-posta adresini paylaştı benimle. Konu biraz iş odaklı olduğu için biraz resmi olarak ve e-posta ile başlatmıştık iletişimimizi. Nereden bilirdik ki; bu inanılmaz hoşumuza gidecek ve bir dostluğa dönüşecekti…
Bir kitap* yazmıştı. Tanıtımını yapmamız gerekiyordu. Her yolu deniyorduk. Denemelerin hepsinde e-posta ile iletişim kuruyor, tüm süreci yazarak oradan takip ediyor, birbirimizi haberdar ediyorduk. Sonunda başarmıştık. Televizyonda, çok önemli isimler tarafından kitabın, bir öneri şeklinde tanıtımı yapılmıştı. O tanıtım yapılıncaya kadarki yoğun iletişimimiz sayesinde, bu süreç bize çok mühim, ömürlük bir(er) “dostluk” kazandırmıştı. TV’de kitabın tanıtımının yapıldığı gün, artık hayattaki en samimi arkadaşlarımdan biri olan kitabın yazarıyla, sanal alemde kutlamalar yapıyorduk. Üstelik aynı anda da değil, saat farkında dolayı e-postalar üzerinden, teknolojinin nimetlerinden yararlanıp seslerimizi duyurarak birbirimize… Henüz hiç yan yana gelmediğim dostumla ortak bir konumuz, ortak sevincimiz, ortak duygularımız vardı artık.
Yani çağın getirisiyle “penfriend” değil ama bir “e-pal”ımolmuştu. Üstelik yıllar içerisinde çok daha fazlası olacaktı.
Ne zaman konuşmak, dertleşmek, yazmak, okumak istesen, “orada” olduğundan emin olduğun biri varsa hayatında, çok şanslısın demektir. Yoksa eğer, edin bir “e-pal”, tavsiyemdir.
Kimse yoksa, kendine yaz. Çünkü yazmak iyidir, insana iyi gelir. “Ben yazamam ki” deme, dene! Bugün bir cümle, yarın iki… Sonra bir bakmışsın satırlar satırları kovalıyor, sen içini döküyorsun. İşin garibi, döktükçe rahatlıyorsun. Belki de bu sayede, sen de bir dost ediniyor, onu çok seviyorsun… Hem de şu hayatta en çok sevmen gereken kişiyi, kendini…
Yaz
Mevsim gibi
Yaz
Yüreğinden konuşur gibi
Yaz
Çok yakın bildiğin birine konuşur gibi
Yaz
Söyleyecek daha çok söz var gibi
Yaz
Bazen sığ
Bazen derin
Yaz
Deniz gibi
Yaz
Okyanus gibi
Sen yaz yeter
Dener gibi
Denedikçe yanılır
Yanıldıkça keşfeder gibi
Yaz
Bir yazar gibi
Birine yazar gibi
Yaz
Kendinle konuşur
Kendinle barışır
Kendine şefkat gösterir gibi
Yaz
Onlar değil
Sadece sen okur gibi
Yaz
İçinden geldiği
İçini açtığın gibi
Yaz
Kışlara inat, her gün güneşi doğurur gibi…
*Çikolatalı Krep ve Demleme Çay – Emi Varon Eskinazi
Hande Kurt
Handeciğim… Canım arkadaşım… İnternetin bana kazandırdığı en değerli dostluğum… Bu tatlı yazın kalbimde o kadar güzel bir yere dokundu ki… Birlikte her zamanki gibi aynı hislere sahip olmak, benim seni düşündüğüm gibi senin de beni bu kadar düşündüğünü bilmek, ne zaman ihtiyaç duysam her an sana ulaşabilmek o kadar güzel, o kadar özel ki… Seni iyi ki tanımışım, iyi ki hayatıma bu kadar güzel bir yolla girmişsin. Günümüzün zamansız dünyasında sana çok değerli saatlerini, düşüncelerini, kelimelerini ayıran biri varsa çok şanslısın demektir. Sen de benim şansımsın canım arkadaşım. Seni çok seviyorum.