Parça Önerisi:
https://open.spotify.com/track/4vpOpeDjlJx8QiwsRq5UNM?si=iP9iloG3Q5m1qroFfrLIQw
Çocukluğumuzda yaşadığımız bazı olaylar yer eder zihnimizde. Üstelik bazen derinlerde, bazen ise suyun tam da üzerinde. Kimini bilinçaltına atar hatırlamayız hatta bilmeyiz bile, kimilerini ise asla unutmayız, bilincimizdedir her bir detayı ile. Bunlar öyle şeylerdir ki, karakterimizi şekillendirir, kararlarımızı etkiler, alışkanlıklarımızı belirler…
Peki mecbur muyum bir şeyleri çözmeye?
Mecbur değilsin canım okuyucum ama en azından çözmeye çalışsan, biraz gezinsen derinlerde, bazı şeylerin kaynağını bilsen iyi olabilir. Bazen bilmemek daha iyidir bu arada. İyi ama derinlere inmeden, sebebini bilmeden çözmek mümkün müdür çözmek istediğin o her neyse? Bence kesinlikle “evet”. Ama bu bence… Nasıl açıklarım “bence” yi? Gel bakalım!
Diyelim ki, kedilerden çok korkuyorsun. Bir ihtimal çocukken kedinin biri seni tırmaladı ya da sen sevmeye çalışırken sana kendi ölçüsünde “kükredi”… O gün bugündür, kedilere karşı bir alerjik reaksiyon geliştirmiş olabilir bedenin veya zihnin sana ondan kaçınman gerektiği emrini veriyor olabilir. Hepsinin yegâne çabası sen zarar görme diyedir. Ama bugün sen, yetişkin bir bilinç düzeyinde biliyorsun bir kedinin sana yapabileceklerinin seviyesini. O halde illa o çocukken yaşadığın ana gitmene gerek yok. “Bence”si şu; ya kedilerle olan ilişkini gözden geçirir ve aslında sevmek istediğine ya da hayat kaliteni düşürüyorsa korkmak yerine onlarla bir barış anlaşması imzalamaya karar verebilirsin. Bunu yapmak için bir uzmandanyardım alabilirsin. Merak etme çocukluğuna inmeden de çözülüyor. İkinci bir yol ise, kedilerle olan ilişkini tamamen kesmek. Sen de kedilerle bir ilişki geliştirmeyiver canım ne olacak yani!
Günümüz “kişisel gelişim” yolculuklarının bazı anlayışlarında çokça “çözmemiz” gerekliliği dayatılır oldu. Yaşam kaliteni etkilemiyorsa her şeyi de çözmek zorunda değilsin! Sen, ancak sen istiyorsan çözmeyi, işte o zaman bunun yollarını aramalı ve harekete geçmelisin. Kedi, ortalama bir örnek oldu. Gelelim beslenme alışkanlıklarındaki bazı aşırı durumlara…
Belki bir acının merhemini yemekte buldun. Bu da kilo problemi, oradan hareketle kandaki yağ oranı, kalp sorunları, insülin direnci gibi birtakım rahatsızlıklar olarak dönüş sağlıyor sana. Yani? Yani belki de daha sağlıklı bir yaşam için beslenme alışkanlıklarını değiştirmen gerekiyor. Peki bunu sen istiyor musun gerçekten? Evet mantık diyor ki; beslenme alışkanlıklarını değiştirmeli ve daha sağlıklı bir yaşam için kendine hizmet etmelisin. Ya gerçekten bunu istemiyorsan? Belki de gerçekten bunu istememe nedenlerini sıralamalısın bir kağıda… Yani yine yazmalısın. Yazmak sana seni tanıtır, hatırla!
Neden beslenme alışkanlıklarımı daha sağlıklı bir hale dönüştürmek istemiyorum? Kan değerlerimin referans aralıklarında olmasını neden istemiyorum? Neden ben bu halimden çok da memnunum? Bak buralara dokunursan, bence yolu yarılamış olursun.
Kıssadan hisse “bence”si şu; sen neyi ve o şeyi neden istemediğini biliyor musun? Bunu bilmeden ne o çocukluğa inmek mantıklı olur, ne de hiçbir yere inip çıkmadan boşvermek…
En değerlisi; önce kendini tanımalı… Tanı ki, sev! Sev ki, arkası gelsin peşi sıra…
Hande Kurt
ICF Sertifikalı Yaşam Koçu