Parça Önerisi:
https://open.spotify.com/track/50DsmVZbxodnEBn4AXAFgM?si=lgD33Mp-R6WYUunD_3Av5g
Geçen hafta ilk defa dersine katıldığım yoga hocam zorlu asanalar* esnasında düşüp, kalkmalarımız, deneyip yanılmalarımız esnasında şöyle bir şey söyledi; “daha kendi bedenimize tam anlamıyla hükmedemediğimiz şu hayatta, her şeyi kontrol edebileceğimize nasıl inanabiliyoruz!”
Son zamanlarda, adına “control freak”** dedikleri bir çeşit rahatsızlığa dair çokça şeyler duyar olmuştum. Ancak itiraf etmeliyim; hiçbiri beni bu kadar etkilememiş ve vurmamıştı. Doğru ya! Henüz kendi bedenlerimize tam anlamıyla söz geçiremiyoruz. Çalışırsak olur, çabalarsak yaparız, engeller sadece zihnimizde. Ama demek ki “ol” deyince de öyle hemenya da her zaman olmuyor… O halde neden bunca kontrol çabası, neyi bu kadar kontrol etmek istiyor olabiliriz?
İnsanın tüm gayesi, mutlu olmak, huzurda ve refahta kalmak. İnsan olmanın getirdiği, heyecan, tutku ve arzular da var elbet. Sevgili okuyucum, ben bu yazıyı yazmaya ve her zaman olduğu gibi tam gününde yayınlamaya karar verdiğimde son derece sağlıklıydım. Kafamda her bir kelimesi çok net olan bu yazım sadece satırlara dökülmemişti. O esnada ben rahatsızlandım. Yazım sana bu hafta bu nedenle geç ulaşıyor. Yani her şeyi planlamış olmama rağmen süreci kontrol edemedim.
Şimdi belki senin de zihninde şu olgu hemen belirmiştir; “Ne yani? O zaman plan da yapmayalım, istemeyelim de, bırakalım hayat bildiği yerden yürüsün”.
Buna da kocaman bir HAYIR!
Bakalım elimizde ne var, birincisi; hayatı kontrol edemiyorum,akışa güveniyorum, anda kalıyorum ve ikincisi; gelişim, değişim veya istediklerim için çaba harcamam lazım, kontrolü ele almalıyım… İyi de hangisi? Karar ver be Hande!
Yaklaş biraz; sana hayatın çok bilinen ama uygulanmayan sırrını açıklıyorum.
Al eline her zamanki dostlarını; kağıdı ve kalemi.
Böl sayfayı ikiye; ister yatay, ister dikey.
Yarı yarıya böl mutlaka, birinin hakkı geçmesin diğerine.
Her ikisine de eşit şans tanıyacaksın.
İlk yarıya başlık atmanı istiyorum: KONTROL EDEBİLDİKLERİM
İkinci yarı çok kolaylıkla tahmin edebileceğin gibi: KONTROL EDEMEDİKLERİM
Kontrolü eline alabileceğin şeyler var. Benim örneğimden gidelim; yazımı önce zihinde hazırlamak, sonra kağıda dökmek ve yayınlamak. Burada kontrol edemediğim bölüm rahatsızlanmış olmam. Böyle aksilikler çıkabilir. Yine de buyazıyı yazmak, “kontrol edebildiklerim” listesine girmeyi hak etmektedir. Çünkü bu yazıyı benim yerime biri yazmayacak. Benim yerime biri kurgulamayacak, benim yerime biri düşünmeyecek. Kontrol bende.
Kontrol edemediklerin listesine, senin dışında gelişen her şeyi ekleyebilirsin. Birinin senin hakkındaki düşüncelerinden tut, doğal olaylar, başkalarının hayatları, kendi aralarındaki ilişkileri, yaşadıkları yerler, seni yanında görmek isteyenler, istemeyenler, uğradığın haksızlıklar, anlık, günlük değişen plan aksamaları… Benim rahatsızlanmış olmam gibi mesela…
Bu listeyi kendine özel olarak, içine sinen şekilde doldurduktan sonra şöyle bir göz gezdir. Belki yerini değiştirmek isteyeceğin şeyler olabilir ya da eklemeler yapabilirsin. Zamanla da ekleme-çıkarma yapabileceğini hatırla!
Kontrol edebildiklerin seçimlerindir, kontrol edemediklerin ise çok sonradan anlayacak olsan da; akış, olması gereken ve doğru zamandır.
Lütfen önce kendine, sonra evrenin işleyişine güven.
Her şey olması gerektiği düzende ve şekilde olur.
Hani “hayat, sen planlar yaparken başına gelenlerdir” meselesi…
Ama kontrol edebildiklerin, yani seçimlerin sana ait olanlardır.
Geminin kaptanı sensin, dümen senin elinde ancak bu yolculukta fırtınaların varlığını göz ardı etme…
PS: O gün çok zor gelen asanayı üzerinde çalışınca yapabildiğimi gözlemledim. Ama önce kendime inanmıştım, yapabileceğime zihnen emindim. Çalıştım, oldu. Denemeye devam edeceğim, ki kaslarım iyice öğrensin. Kontrol edebildim, ediyorum J
Aynı hocamın bir sonraki dersini iple çekiyordum ama rahatsızlığımdan dolayı katılamadım. Kontrol edemedim J
Hande Kurt
ICF Sertifikalı Yaşam Koçu
*Sanskritçe “duruş / pozisyon”
** İngilizce “kontrol delisi”