ÜZÜMÜ BOŞVER BAĞI SOR
Parça Önerisi:
https://open.spotify.com/track/7xQe5dHZQhu2uCwCc4EpqT?si=mQPwKnhjQQ6a5cC79xaTKA
Nasıl da severiz; sevmeyi, sevilmeyi, bağlanmayı, bağ kurmayı… Mutlaka sevecek bir şeyler buluruz; bizi mutlu ettiğine inandığımız. Sevilelim isteriz; en yalın ve hilesiz haliyle. Bağ kurarız çevremizdeki herkesle, yaptığımız her şeyle, yaşadığımız yerle… Bunlardan ayrı olarak, kendinle bağ kurmayı denedin mi hiç?
Sokakta bacaklarına sürtünen bir kediyi okşamak, boyun altından sevmek, şefkat göstermek bile daha kolay öyle değil mi? Bir arkadaşın veya dostuna saatlerce dil dökmek, iyi olmasını sağlamaya çalışmak, onu mutlu etmek için emek harcamak daha kolay yapabildiğin bir şey? Bağ kurmasan bile birilerine bilgini, en doğrusunu aktarmak, yapılması gerekenleri sıralamak, üşenmemeleri için salık vermek daha basit? Kendine,bunlardan birini en son ne zaman yaptın?
İnsanın kendiyle bağ kurması, en kıymetli şefkat yolculuklarından aslında. “Öz şefkat” dedikleri özüne olan sevgiyi gerçekleştirebilmenin yolu sence de kendinle bağ kurmaktan geçmiyor mu? Şefkat göstereceğin kişiyi tanımadan kime, nasıl şefkat göstereceksin? Kendini tanıyor musun? Kendinle olan bağı kurdun mu? Nasıl birisin? Nelerden keyif alıyor, mutlu oluyorsun? Seni en çok ne üzüyor, ne korkutuyor, ne acıtıyor? Sence ne gibi duygu eksikliklerin var? Bir peri olsa, gelse ve nelere dokunsa da onlar başka türlü olsa isterdin?
Kendini ne kadar tanırsan, kendinle olan bağın o kadar kuvvetli olur. Bağ kuvvetliyse, öz şefkati gerçekleştiriyorsun bile demektir.
Kendini sevmek, kendine şefkat göstermek komik değildir, olması gerekendir. Zihin kendini sevdiğinde, kendine şefkat gösterdiğinde beden hormonları ona göre salgılar. Bu cümleme inanmazsın belki diye, Kristin Neff’in bununla ilgili dili İngilizce olan bir araştırmasını bırakıyorum şuraya şöyle.(https://self-compassion.org/wp-content/uploads/2015/12/SC.SE_.Well-being.pdf )
Bağı kurmanın, bağı güçlendirmenin yolları var elbet ama en güzeli kendine uygun olanı bulmak, keşfetmek. Kendinle bir yolculuğa çık önce. İnziva mı istersin yoksa sadece bir yoga sekansı mı? Belki bir bankta oturup sadece manzaraya bakmak. Bir tabloya tutulmak, meditasyondan, duaya kadar uzanan bu yollar vesilesiyle önce kendine akmayı dene. Kendinle sözleş, bir mekan belirle, bir gün, o güne ait bir saat ve buluş kendinle. Kendinle flört et önce, tanımaya çalış. Bak bakalım nelerden hoşlanıyor, ne gibi ilgi alanları var, onu en çok ne acıtıyor…
Oradan hareketle, önce bir sırtını okşa, omzuna dokun ve şöyle fısılda; “merak etme, ben buradayım ve seni çok seviyorum”.
Kendini sevmek ne ayıptır, ne de komik! Buna gülenler komik olurlar ama…
Sen komik olma!
İstersen üzümü de yersin ama önce bağla ilgilenmek gerek.
Bağ ile bağ kurarsan, üzüm kendiliğinden gelecek…
Denemesi bedava!
Hande Kurt
ICF Sertifikalı Yaşam Koçu