Parça Önerisi:
https://open.spotify.com/track/2PCTrOWob0vs0io6pfGOYS?si=eoE0gCkRQZiuUSm3C57Z4g
Her birey kendine has ve özeldir. Kendi parmak izlerimiz bile aynı değilken, elbette birbirimizden çok farklı, tek ve özeliz. Bizden bir tane daha yok, ikizimiz varsa ondan da farklıyız neticede. Bu kadar özel olduğumuzun farkında mıyız peki?
Bir mücevherat “çok nadir bulunan”, “eşsiz” gibi benzetmelerle bize tanıtılırken değeri otomatikman çok yüksek oluyor. Muadillerinden ya da benzerlerinden çok farklı bir noktaya taşınıyor.
Kendi kıymetini anlaman için ne olması gerekiyor? Nadir rastlanan bir mücevherden daha mı az kıymetlisin? Seni diğer insanlardan ya da başka her şeyden daha az değerli yapan şey zihnindekiler değil de, nedir? Haydi sen söyle, ne gibi eksiklerinvar?
İster sözlü cevapla bu soruyu, ister her zamanki gibi bir yerlere not al. Ben yazmanı öneririm. Çünkü ne düşündüğünü görmek sende bambaşka bir etki yaratacak. Düşünmeden konuşabilirsin ancak düşünmeden çok nadir yazarsın…
Sence ne eksik sende? Mutlaka vardır hepimizin birtakım eksik yanları, tamamlanması, gelişmesi gereken tarafları. Kendinden eksik gördüğün şeyleri, acımasız olmadan, not etsene bir yerlere. Bak bakalım ne çıkıyor sonucunda.
Ben seninle anonim örnek bir yazı paylaşacağım. Sana yön vermesi için değil, sadece bir örnek olması için. Bu mini yazıyı okuduktan sonra sıra sende…
“Eksik olan neydi?
Özgüvendi kimi zaman. Kimi zaman ise inanç.
Hayata olan güven de eksikti. İnat yoktu.
İnanç olmayınca inat da etmiyordu insan. İnat etmeyince bir vazgeçiş giriyordu devreye.
Ümit yoktu. Umut da öyle.
Hepsi birbirine bağlıydı, şimdi anlıyorum.
İnanmayınca umudunu yitiriyordu insan. İnat olmayınca özgüven, özgüven olmayınca hayata olan güven de kayboluyordu. Hatta yolda korkular ortaya çıkıyordu. O zaman da vazgeçmeyi tercih ediyordum. Korkmamak için vazgeçmek…. O korkuyu yaşamamak için vazgeçmek en kolayı gibi geliyordu. Demek ki cesaret de yoktu. Cesaret olmayınca yenilerin ihtimali kayboluyordu.
Demek ki ihtimal de yoktu. Tüm bunlar ortadayken, bir insanın yaşadığını hissettirecek her şeyden yoksun olmak gibiydi. Bir benlik mi yoktu? Eksik olan bir “ben”den mi bahsediyorduk yoksa?”
Kendine eşsiz bir mücevher yerine mücver muamelesi yapmadan, sıra sende…
Hande Kurt
ICF Sertifikalı Yaşam Koçu