Parça Önerisi:
https://open.spotify.com/track/1VjCb7QAN9RONxx1W1k8HP?si=-bcSGdCESpeLQUAheqxswg
“… umut edercesine derdini anlatıyordu Emma. Telefonun öbür ucundaki dostu da gece demiyor, yorgunluk demiyor özenle dinliyordu. Hatta daha iyi, daha yalın açıklayabilmek için kendi tecrübelerinden örnekler veriyordu. Bir yerde öyle bir terim kullanmıştı ki, bunun üzerine düşünmeye başladı Emmai. ‘Sağlığımız da kaldırmıyor artık. Mangal gibi yürek varmış bende; eskiden üç sene aşk acısı çekebiliyordum. Şimdi zorlanıyorum, çok daha fazla etkileniyorum. Yaş ilerledikçe ‘aşka da bağışıklığı’ düşüyor insanın bence. O yüzden büyük resme bakıp kendini bu kadar üzmemeye çalış. Tüm yollar sana çıkıyor, gücü eline al’ dedi Mary. Masallardaki gibi sihirli bir sözle, Emma’nın zihninde anında bir değişim olmadı. Anlamaya çalıştı; neydi bu aşka bağışıklık meselesi?!” *
Son yıllarda pandemi süreci, Covid-19 derken ne çok girdi hayatlarımıza bu kelime; bağışıklık.
TDK tanımına göre; ”bazı mikroplara karşı aşı veya doğal yolla kazanılmış direnç durumu” şeklinde açıklanıyor. Bağışıklık düşmesi ise bu direnci kaybetme hali.
Ne diyor Mary; “yaş ilerledikçe aşka bağışıklığı düşüyor insanın bence”. Bu sözden ne anlıyorsun? Yaş ilerledikçe aşka da direncin düşmesi, aşkın acısını, çeşitli duygu hallerini, doğası gereği inişleri ve çıkışlarına gücün yetmemesi gibi mi? Sanırım Mary’nin anlatmaya çalıştığı bunlardan çok daha ötesi. Farkındalıklı bir bilinç halini canlandırıyor benim zihnimde. Peki ya, senin zihninde?
“İnsan, olgunlaştıkça zorlaşır” derler. O da zorlaşmak değildir, bilakis seçici olmaktır bana göre. Ne çok hayal kırıklıkları yaşadın hatırla! Sen seçmiyorsan en nihayetinde, kendini sana ayıklatan, kişiliğinin şekillenmesinde önemli roller oynayan öğretici figürler çıktı karşına, sen seçici olmadığında… Bunun gibi bir yerden görüyorum, bu perspektifle bakıyorum ben Mary’nin söylediklerine. Mary, olgun ve seçici olmayı benimsemiş, zayıflıktan değil de, korunma isteği sebebiyle fazla derinleşmeden ruhuna gerekli saygıyı gösteren biri sanki, ne dersin?
Acı verecekse sonu, çok geç olmadan görüyorsa bunu, mevzuyu fazla uzatmadan sevgiyle vedalaşmayı seçiyor gibi. En azından, tüm bu yolları seçmeyi seçiyor.
Direnç olmayan yerde hastalık varsa, aşka bağışıklığın da düşükse, kendince vedalaşmadıysan ve de, gerçekten fiziksel olarak rahatsızlanabilirsin, biliyor musun? Sağlığın, bildiğinden çok daha fazla özveri, saygı ve sevgiyi hak ediyor. Bedenine, ruhuna ve bütünüyle kendine hizmet etmeyi seçmeni diliyorum senin adına. Sen, sen kendi adına ne diliyorsun Mary’nin sözlerinden sonra? Mangal gibi yürekle uzun zaman sürecek bir acı mı, farkındalıkla seçilmiş aşka karşı düşük bir bağışıklık mı? Aşk; sen her kime ya da neye sevdalıysan…
Aşka da, özveriye de, sevginin her türlüsüne de bağışıklığını olması gereken seviyelerde tutmakta fayda var. Ne de olsa her şeyin fazlası zarar.
Madem #merveköşesi ‘nde yazıyorum; o halde bir Merve sözüyle bitirelim yazının bütününe ters düşecek gibi olsa da;
“Aşk’a uyanın, gerisi kolay…” **
*Anonim
**Merve Çaloğlu
Hande Kurt
ICF Sertifikalı Yaşam Koçu